Sık Sorulan Sorular

Yeni kayıt yaptıracağım,çocuğumun daha önce hiçbir okul tecrübesi yok.İzleyeceğimiz süreç nasıl olmalı


Çocuğumuzu bir hafta süreyle aşamalı olarak okula alıştırıyoruz. Bu süreçte de velimizi kurumumuzda misafir ediyoruz. 1.gün saat 10 gibi evde kahvaltısını yaparak ebeveyni ile okulumuza gelen öğrencimizi, yaşına ait oyun grubuna veya bireysel oyuna alıyoruz. 1 saatlik bir süreçte sürekli değişen aktivitelerle çocuğumuzun oyun oynamasını sağlıyoruz. Bu süreç içerisinde çocuğumuzun ebeveynini görmek istediği durumlarda, uygun alanlarda çocuğumuzla ebeveynimizi bir araya getiriyor daha sonra tekrar oyun ortamına döndürüyoruz. 1 saatlik aktiviteyi en ilginç, çocuğun en keyif aldığı zamanda noktalayıp çocuğumuzun bir sonraki gün istekle okula gelmesini hedefliyoruz.

  1. günaynı aktiviteleri yarım saat arttırarak 1,5 saate çıkarıyoruz.
  2. günise öğrencimizi kahvaltı saatine dahil etmemizle süreç 2 saate uzuyor.
  3. günöğrencimizi hem öğle yemeği, hem sabah kahvaltısına dahil ediyoruz. Öğrencimizin durumuna göre 3-3,5 saatlik süreçte kurumda kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Tam gün eğitime dahil olacak öğrencilerimizi 5. günde uyku saatiyle tanıştırıyoruz.

Ancak bu örnek programlama her öğrencimiz için bire bir uygulanamıyor. Tüm çocukların bireysel farklılıkları, ihtiyaçları bize yol gösteriyor ve işleyişte uyum süreçleri 15 güne bazen 3 haftaya varan sürelere uzayabiliyor. Uyum süreci dönemi çocuk kadar, anne-babanın da yaşadığı bir dönemdir. Çocuğumuz kadar anne-babamızında çocuğundan ilk kez ayrılma süreçlerini yönetmeye gayret ediyoruz. Bu anlamda, psikoloğumuz, çocuk gelişimi uzmanı idari personelimiz de ailelerimize rehberlik ediyorlar.

Çocuğum kurumuza ne kadar sürede alışır ?


Çocuğun alışma süreci çocuktan çocuğa değişmektedir. Genellikle, ilk oryantasyon haftasında sizlerden destek alarak, öncellikle çocuğumuzun Okulumuza güven duyma duygusunu desteklemek suretiyle ilk haftayı sağlıklı bir şekilde atlattığımızda bir sonra ki hafta uyum sürecimizi hızlandırmış veya tamamlamış oluyoruz.

Çocuğum Alışmaz ise ne olur ?


Çocuğumuzu gözlemledikten sonra alışamadığı eğitimciler tarafından tespit edildiğin de, kısa bir süreliğine alıştırma sürecine ara veriyoruz ve iki ay sonra tekrar davet etmek üzere velimize teşekkür ediyoruz.

Biz çocuğumla ilk defa ayrılacağız, bu süreci nasıl yönetmem lazım ?


İlk başladığımızda öğrencimizin grubu reddetme, ağlama, eve gitme isteği gibi davranışlarının gelişeceği ön kabulünde olmamız gerekiyor. Alışma sürecinde çocuğunuz her gün okula mutlu ve istekli gelmeyecektir. Evden ayrılmamak için bahaneler üretebilir. Anneyle tensel temasını arttırabilir. Bir yerlerinin ağrıdığını söyleyebilir. Okulda arkadaşlarının ona iyi davranmadığını söyleyebilir. Burada ebeveynin net ve kararlı duruşu çok önemli. Çocuğumuzun şikayetlerini dinlemeli, duymazdan asla gelmemeli. Bu arada, gerek ebeveyn, gerek aile büyükleri ya da bakıcının yorum yaparak ya da konuyu uzatarak çocuğun mevcut rahatsızlığını derinleştirmemesini sağlamak gerekiyor. Alışma sürecinde bir diğer sıkça karşılaştığımız davranış şekli ise öğrencinin taleplerini ebeveyn üzerinden aktarması durumudur. Öğrencinin karmaşık duygu ve düşüncelerinin ortaya çıkardığı şikayetleri sebep göstererek ebeveyn üzerinden iletişim sağlamasına mahal vermemek gerekiyor. (Şikayet; “Sınıfta mavi sandalyeye oturmak istemiyorum”. Öğrenci veliden öğretmenine onu başka bir sandalyede oturtmasını talep edebilir, ya da veli gayr-i ihtiyari olarak öğretmene talepte bulunabilir. Burada öğrenci, “kendimi sınıfta güvenli alanda hissetmiyorum” demek istemektedir. Velinin, öğretmenine “Mavi sandalyede oturtmayalım” komutu, öğrenci ile öğretmenin diyaloğunu kesen, öğretmenin öğrencinin ihtiyacını anlayarak doğru şekilde karşılamasını engelleyen bir durumdur. Bir süre sonra, bu iletişim şekli alışkanlık haline gelebilir, altında farklı bir sebep olan anlamsız şikayet takıntıya dönüşebilir. Her zaman kırmızı sandalyede oturma isteği…gibi Öğrenci problemini kendi dile getirmeli, getirmeye teşvik edilmeli,  öğretmen ve ebeveyn asla karşı karşıya gelmemeli, ebeveyn ve öğretmen çocuğa karşı ortak dili kullanmalı. Alışma sürecinin haricinde genel olarak, veli öğretmenle karşı karşıya gelmemeli, iletişimi kurum yönetimi ile sağlamalıdır. Bu yaklaşım daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Alışma sürecinde veli kararlı olmalıdır. Çocuk gelişimi uzmanı idari personelin ve kurum psikoloğunun yönlendirme ve tavsiyelerine uymalı, kaygı ve endişelerini çocuğa yansıtmamaya özen göstermelidir. Alışma sürecinde, eve gelen çocuğumuza “evet, hayır” soruları sormamalıyız. Örneğin; Bugün okulda mutlu muydun? Çocuk karmaşık duygular yaşadığı için net cevap gerektiren sorulara cevap vermekte zorlanır. Aynı zamanda, ebeveynin kaygısını hissettiği için farklı cevaplar vermek ihtiyacı içinde de hissedebilir. O nedenle dolaylı sorularla çocuğun hissiyatını anlamaya çalışmak, daha önemlidir. Örneğin; “Bu gün okulda en çok neyle oynamayı sevdin?” “Bugün okulda seni en çok mutlu eden olay neydi?” “Sınıfında en çok neyi sevdin?” Olumlu cevaplar çağıran sorular, çocuğumuzu bu süreçte daha rahat ettirecek ve olumlu düşünmesini sağlayacaktır.

Sınıflarınızda yardımcı öğretmen varmı ?


Her sınıfımızda 1 sınıf öğretmeni, 1 yardımcı öğretmen olmak üzere 2 öğretmen bulunmaktadır. Fakat sınıf sayısı 5’ten az ise sınıf öğretmeni tek başına eşlik edebilmektedir.